Önceki
dört günü bisiklet sürerek geçirdikten sonra Aktur’da iki gece kalarak
dinleniyorum. Dün günüme denizin hemen yanında, ağaçların altında mükellef bir
kahvaltıyla başladım ve tüm günü sahilde uyku, kitap okuma, biraz soğuk bira ve
bol bol hayalle geçirdim. Denize de girdim elbette, suyun içinde olmak, o
anakaranın üzerinde olmamak anlamına geliyor ve o kadar iyi geliyor ki, bunu
anlatacak doğru kelimeleri bulamam sanırım. Bu sabah çok güzel uyandım ve
eşyalarımı toplayıp hızlı bir kahvaltıdan sonra yola çıkıyorum. Dün aldığım
kahvaltılık yiyecekleri bitirdiğim için de ayrıca mutluyum. Hangi bisiklet
turunda iki gün üst üste bal kaymak yiyebilirsiniz ki? Çevredeki herkes
uykudayken yollara düşmek yüzüme bir gülümseme daha eklememe neden oluyor. Bugün
meşhur ‘Balıkaşıran’ rampalarının tadına bakacağım. Daha önce araçla geçtiğim
yerler, çevrenin yine büyüleyici olacağını biliyorum; ama rampalar
bisikletçilerin söylediği kadar kırıcı mı bunu merak ediyorum.
Yola çıkar çıkmaz deniz seviyesinden yükselmeye başlıyorsunuz |
Aktur’dan
çıkar çıkmaz yol ufaktan kıvrılmaya ve yükselmeye başlıyor, önceki günün büyük
bir bölümünü geçirdiğim sahile bakıyorum. Başka yerde aynı hayalleri kurup
oraya bırakmışım gibi hissediyorum. Sabah saatleri olduğu için trafik pek yoğun
değil ve henüz hava harika. 3 saat kadar sonra beter bir sıcak olacak ama
şimdiden bunun için canımı sıkmama gerek yok. Marmaris’te Bahadır Özer ile
buluşacağım. Günün uzun molası yaklaşık 45 km sonra orada olacak. Şimdi pedal
çevirmeye devam. Çevre çok güzel ve denizden yavaş yavaş uzaklaşıyorum.
Marmaris, Marmara, Marmaros Marmaras, Marmari.. Tüm bunların benzerliği acaba
bir anlam ifade ediyor mu diye düşünüyorum. Rampalar başlıyor. Yüküm biraz ağır
gelmeye başladı bugün. Tüm yükü sadece arka heybelerde ve topcase içinde
taşımanın çok da sağlıklı, dengeli ve rahat olmadığını düşünmeye başladım
dünden bu yana. Bir de dün Bodrum’da marina ile yol arasındaki demirlere
takılıp çantanın bağlantı noktasını kopardıktan sonra iyiden iyiye bu düşüncem pekişti. Topcase tek
mevsim geçilen ve aşırı yük taşımayı gerektirmeyen 1 hafta - 10 günlük turlarda
taşınmasa da olur mu acaba? Turu bitirip Eskişehir’e döndükten sonra bir
çaresine bakacağım artık. Neyse ki Bahadır’ın uyarısını dikkate alıp iki tane
bungee cord almıştım yanıma. Birisini topcase için kullanıyorum. Diğeri
şimdilik yedekte.
Rampalar
devam ediyor ve güneş de yavaştan yükselmeye başladı. Şehirlerarası yollarda
tabelalar genellikle 10 km aralıklarla koyuluyor. En son gördüğüm tabeladan
sonra sanki 10 km gittim gibi hissediyorum ama bir sonraki tabela henüz
gelmedi. Km saatim de iki gündür çalışmıyor (sonradan kablosunun arızalandığını
anlayacağım). Ne kadar gittiğimi ya da ne kadar kaldığını bilmiyorum, böyle de
güzelmiş. Halen diğer tabelaya ulaşamadım, sonradan anlıyorum ki ‘yol akmıyor’.
Uzun bir gün olacak anlaşılan, acaba dünü dinlenerek geçirmek yaramadı mı diye
düşünüyorum. İnişler ve çıkışlar, sonra yine inişler ve çıkışlar ah ne güzel. O
sırada topcase düşüyor, bu çanta zamanla canımı sıkacak gibi. Bisikletin arkası
tatsız bir biçimde ‘ağır basıyor’. Sanırım bisiklet için çok da ‘doğru bir gün’
değil. Buna rağmen bu yollarda olmak çok güzel.
Balıkaşıran civarı, neden burada olduğumu bir defa daha hatırlatıyor |
Rampalarda yaşadığım meditasyon sonrası delice mutlu oluyorum |
Yol
kenarında eğimi gösteren tabelalarda % 7 görünce içimden ne kadar kolay
çıkacağım şimdi diye düşünüyorum. Benim gibi rampa seven birine buradaki % 8 ve
% 10’lar ilaç gibi geldi, tamamen meditasyonla geçen dakikaların ardından
Marmaris’e yaklaştığımı anlayıp Bahadır’ı arıyorum. Marmaris’in girişinde, o
unutulmaz serinlikteki ağacın gölgesinde buluyorum onu. Onu Eskişehir’de benim
evde bırakmıştım en son, burada görüşmek hoş oldu. Bisiklet, yollar, Marmaris
ve pek çok şey hakkında konuştuktan sonra şehir merkezine iniyoruz. Yukarıdaki
güzel ve serin hava o caddelerin arasına girdikçe değişti, saat de öğlene yaklaşıyor.
Hacı’nın Yeri diye bir yere gidiyoruz, fiyatlar 80’li yıllardan kalma gibi.
Sonradan bisikletçilerin burayı çok sevdiğini öğreneceğim ve çeşitli zamanlarda
yolum düşecek. Güzel yiyorum, yemekler de gayet iyi. Oradan Bahadır’ın evine
geçip müzik eşliğinde sohbete devam ediyoruz. Derken artık hiç şaşırmayacağım
şekilde çok feci uyku bastırıyor, neyse ki gölgede kalan bir balkon var. Zaten
içeride uyumayı düşünmek akıl karı değil. Balkonda belki 1 saatten fazla
uyuyorum, o da yol halinden anlayan insan zaten. Ardından dışarı çıkıyoruz,
artık güneşin de beli kırıldı ve Akyaka’ya doğru yola çıkma zamanı geldi. Bol
bol soğuk su alıp yola düşüyorum. Bahadır da Marmaris çıkışına kadar biraz bana
eşlik ediyor ve sonra yine tek başıma yola devam. Onu görmek çok iyi oldu,
sabah biraz düşük başlayan gün sonradan yükseldi.
Zorluklar ve ardından gelen güzellikler, Datça tarafından Marmaris'e inerken |
Marmaris
– Akyaka arasını akşama doğru pedallamaya başlıyorum. Saat 17.00 civarları,
güzel bir bisiklet günü devam ediyor. Muğla yolu üzerinden devam ediyorum,
çevre çam ağaçlarıyla dolu. Farklı türde çamlar var, isimlerini bilmeyi çok
isterdim. Ağaçları tanımak istiyorum, böylece sanki onlarla daha yakın dost
olabilirim gibi geliyor. Yol sakin ilerliyor, güneş ışıkları da eğilmeye
başladı. Bu saatlerde sürmeyi seviyorum, özellikle de öğleyin güzel bir uyku
çekebildiysem keyfime diyecek yok. Çetibeli ve Akçapınar üzerinden Gökova’ya
varıyorum. Daha erken bir saat olsa Köyceğiz’e doğru sürerdim diye içimden
geçiriyorum. Akyaka’ya Ağustos ayında gelmek fikri hiç ama hiç cazip gelmiyor.
Ne yazık ki yolu bölüp bu akşam burada kalmalıyım. Akyaka’ya ulaştığımda hava
kararmaya yakın. Akşam uyumak için orman Kampı aklımda ama girişte o kadar çok
formalite var ki, zaten çok istekli gelmediğim yerde bu işler pek de hoşuma
gitmiyor. Belki de yapmak zorundalar, bilemiyorum. Kamp aşırı kalabalık,
kapıdaki görevli zorla 2-3 tane çadır yeri bulabileceğimi söylüyor. Kenarda bir
yer bulup hemen çadırı atıp duşa giriyorum. Bisikletle ve dostlukla geçen güzel
bir günün böyle vıcık vıcık bir yerde bitmesini istemezdim ama bir akşamlık
buna katlanabilirim, o kadar da büyük bir mesele değil. Buralarda olmak güzel.
Tur Verileri
Rotanın uzunluğı 75.29 km
Toplam Çıkış 1.230 m
Toplam İniş 1.230 m
Yükseklik max 334 m
Yükseklik min 0 m
Tur Verileri
Rotanın uzunluğı 75.29 km
Toplam Çıkış 1.230 m
Toplam İniş 1.230 m
Yükseklik max 334 m
Yükseklik min 0 m