Yaklaşık 3.5 yıldır Eskişehir'de günlük yaşamımda bisikleti kullanıyorum. Kış ayları ve soğuk günler de buna dahil. İşe, arkadaşlarımı ziyaret etmeye ya da alışverişe giderken bisikletim de hep benimle oldu. Bunu kolaylıkla yapabilmemin en önemli nedenlerinden biri, evimin hayatımda yer alan pek çok yerin merkezinde olmasıydı. Mesafeler kısaydı, gerektiğinde üstümü değiştirmek kolaydı, günde 3-4 defa eve girip çıkmak mümkündü. Dolayısıyla, ulaşım için bisikleti kullanmak - bir ahlak meselesi ve bisiklet sürmekten keyif almanın yanında- beni hiçbir biçimde zorlamıyordu. Günde birkaç km ile her yere gidip eve dönebiliyordum.
Artık durum değişti, geçtiğimiz günlerde evimi değiştirdim ve şimdi pek çok korumacı köpeğin arasından ve çevre yolunu da bir şekilde geçerek, işime yaklaşık 7.5 km kadar bir mesafeden gidip geleceğim. Şehir içindeki berbat trafiği de düşündüğümde ulaşım için bisikleti ne kadar kullanabileceğim konusunu ciddi düşünmeye başladım. İşe ya da bir yerlere giderken terleme riski de artık karşıma çıkıyordu. Geçtiğimiz hafta şehir dışında olduğum için ilk defa bugün işe bisikletle gidebildim. 7.5 km kadar mesafeyi neredeyse hiç terlemeden 26 dakikada gidebildim. Zamanı ölçmek ne kadar hızlı gittiğimi görmekten öte gideceğim yerler için ne zaman evden çıkmam gerektiğini bana göstermesi içindi. Dönüşte karanlık yollar çok sevimli değildi ama idare edeceğim artık. Kampus girişindeki hafif çıkışı saymazsak yolumda hiç rampa olmaması işimi kolaylaştırıyor. Şu tatlı köpeklerle de iyi anlaşabilirsem yeni evimde de günlük hayatıma (günümü ve yanıma almam gerekenleri doğru planlayarak) bisikletle devam etmeye çalışacağım.
Giysi konusunu da artık daha ciddiye almam gerekiyor. Yağmurluk, rüzgarlık, içlik ve buff üst tarafları koruyor ama ayakkabı kılıfı ve tozluk da kullanmam gerektiğini fark ettim bugün. Yarın biraz daha hazırlıklı gitmeyi deneyeceğim.
Sanırım ulaşım amaçlı bisiklet deneyimim asıl şimdi başlıyor.
Fotoğraf da atmak isterdim ama imkanlarım buna uygun değil.
Artık durum değişti, geçtiğimiz günlerde evimi değiştirdim ve şimdi pek çok korumacı köpeğin arasından ve çevre yolunu da bir şekilde geçerek, işime yaklaşık 7.5 km kadar bir mesafeden gidip geleceğim. Şehir içindeki berbat trafiği de düşündüğümde ulaşım için bisikleti ne kadar kullanabileceğim konusunu ciddi düşünmeye başladım. İşe ya da bir yerlere giderken terleme riski de artık karşıma çıkıyordu. Geçtiğimiz hafta şehir dışında olduğum için ilk defa bugün işe bisikletle gidebildim. 7.5 km kadar mesafeyi neredeyse hiç terlemeden 26 dakikada gidebildim. Zamanı ölçmek ne kadar hızlı gittiğimi görmekten öte gideceğim yerler için ne zaman evden çıkmam gerektiğini bana göstermesi içindi. Dönüşte karanlık yollar çok sevimli değildi ama idare edeceğim artık. Kampus girişindeki hafif çıkışı saymazsak yolumda hiç rampa olmaması işimi kolaylaştırıyor. Şu tatlı köpeklerle de iyi anlaşabilirsem yeni evimde de günlük hayatıma (günümü ve yanıma almam gerekenleri doğru planlayarak) bisikletle devam etmeye çalışacağım.
Giysi konusunu da artık daha ciddiye almam gerekiyor. Yağmurluk, rüzgarlık, içlik ve buff üst tarafları koruyor ama ayakkabı kılıfı ve tozluk da kullanmam gerektiğini fark ettim bugün. Yarın biraz daha hazırlıklı gitmeyi deneyeceğim.
Sanırım ulaşım amaçlı bisiklet deneyimim asıl şimdi başlıyor.
Fotoğraf da atmak isterdim ama imkanlarım buna uygun değil.